NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
سَعِيدُ بْنُ
مَنْصُورٍ
أَخْبَرَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ عَبْدِ
الْمَلِكِ
بْنِ نَوْفَلِ
بْنِ
مُسَاحِقٍ
عَنْ ابْنِ
عِصَامٍ
الْمُزَنِيِّ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ بَعَثَنَا
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي
سَرِيَّةٍ
فَقَالَ إِذَا
رَأَيْتُمْ
مَسْجِدًا
أَوْ
سَمِعْتُمْ مُؤَذِّنًا
فَلَا
تَقْتُلُوا
أَحَدًا
İbn-i îsam el-Müzenî'nin
babasından; demiştir ki:
"Rasûlullah
(s.a.v.) bir seriyyede bizi (savaşa) gönderirken şöyle buyurdu;
"Eğer (uğradığınız
memleketlerde) bir mescid görür ya da bir müezzin (sesi) işitirseniz, (oranın
halkından) kimseyi öldürmeyiniz.”
İzah:
Tirmizî, siyer; Ahmed
b. Hanbel, III, 448.
ŞevkânTnin
Neylii'l-evtâr isimli eserindeki açıklamasına göre bu hadis-i şerif bir
memlekette bir mescid bulunmasının ve orada bîr ezan sesi işitilmesinin o
memleket halkının müslüman sayılması için yeterli bir alâmet olduğuna
delildir. Binaenaleyh, İslâm orduları bir memlekete saldıracakları zaman orada
bir mescid görecek olurlarsa veya onlardan bir ezan sesi duyarlarsa o memlekete
saldırıdan vazgeçmeleri gerekir. Çünkü mescid ve ezan müslümanhğın alâmetidir.
Zahirde o memleket halkının müslüman olduğuna hükmedilir. Kalblerinde imanın
yerleşip yerleşmediğini arama yoluna gidilmez. Çünkü kalbleri yarıp da içini
görmek mümkün değildir. Onu ancak Allah bilir.